Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı bir köyde bulunan işletmede arılarda görülen ‘Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığı’ tespit edildi. Hastalığın tespit edildiği köyde ise karantina süreci başlatıldı.
Bünyesinde barındırdığı bitki çeşitliliği ve zengin flora sayesinde arıcılık, çiçek balı ve diğer arıcılık ürünleri sektöründe önemli bir ivme kazanan Gümüşhane’de, arılarda görülen ‘Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığı’ tespit edildi. Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı olan bir köyde bulunan işletmede görülen hastalığın, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yayınladığı verilere göre, arı larvalarının ölümüne neden olan çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalık olduğu öğrenilirken, bahsi geçen işletmede gerekli imha itlaf dezenfeksiyon işlemleri yapılarak, ilgili köyde ise karantina süreci başlatıldı. Karantinanın başlatıldığı köyde hastalığa yakalanan çok sayıda arı yakılarak itlaf edildi.
Torul İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından kişisel hakların korunması kanunu gereğince söz konusu işletme ve köy ile ilgili bilgileri açıklamazken, ilçe tarım müdürlüğü sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığına karşı üreticileri uyardı. Torul İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi;
“Arılarda görülen ve ihbarı mecburi, ”Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığı” teşhisi koyulan işletmede, gerekli imha itlaf dezenfeksiyon işlemleri yapılarak, ilgili köyde karantina süreci başlatıldı. Hastalık şüpheli durumların İlçe Müdürlüğümüze bildirilmesi, sürdürülebilir tarım için büyük önem arz etmektedir… Tüm üreticilerimize önemle duyurulur”
Amerikan Yavru Çürüklüğü Hastalığı Nedir?
Çalışkanlıklarıyla bilinen ve bin bir güçlükle yaptıkları balları her derde deva olan arıları, çeşitli hastalıklar beklemektedir. Bu hastalıklardan bir tanesi de “Amerikan Yavru Çürüklüğü” hastalığıdır.
Arı larvalarının ölümüne neden olan çok tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığın etmeni Bacillus larvae isimli sporla çoğalan bir bakteridir. Kuvvetli kolonilerde, yeni bulaşmış hastalığın farkına varmak çok zordur. Hastalık ilerledikçe kolonide sürekli bir arı azalması göze çarpar. Önceleri çok istekli ve canlı olarak çalışan koloninin, arıların azalması ile uçuş deliği önündeki canlılığı azalır. Arılar uçuş tahtası üzerinde veya uçuş deliği önünde şaşırmış ve ne yapacağını bilmez bir şekilde isteksizce gezinirler.
HASTALIĞIN TEŞHİSİ:
a) Başlangıçta sağlıklı olan larva, önce petek gözünün tabanında “C” harfi şeklinde gelişir.
b) Hastalıklı yavruların rengi önce sarıya daha sonra kahverengiye dönüşür ve yavrular kapalı gözler içerisinde ölürler.
c) Hastalıklı kolonilerde açık ve kapalı gözler birbirine karışmıştır.
d) Yavrulu çerçeveler boş, delik ve çökmüştür.
e) Kapalı gözler içeri çökük ve üstü delik olup mat renklidir.
f) Kovan kapağı açıldığında, ısıtılmış tutkal kokusu ya da bozuk balık kokusu algılanır.
g) Çok sayıda yavrusuz göz vardır.
h) Ölü larva çikolata rengi aldığında bir kibrit çöpü sokulup çekilirse iplik şeklinde 2,5-10 cm kadar uzar.
BAŞLICA BULAŞMA NEDENLERİ;
Sterilize edilmemiş temel petekler,
Hastalıklı kovandan çerçeve alıp sağlam kovanlara verilmesi,
Oğul arıları ile temel petekte kolonilerin birleşmesi,
Hastalık etkeni taşıyan ergin arılar,
Yağmacılık,
Sağlam arıların hastalıklı bölgelere girmesi
Hastalıklı eski kovanların kullanılması gibi sebepleri sayabiliriz.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ:
Amerikan Yavru Çürüklüğü tüm dünya arıcıları için çok tehlikeli bir hastalıktır. Tedavi için kullanılan kimyasallar dikkatli seçilip uygulanmalıdır. Hatalı ilaç uygulamaları balda kalıntı problemi yaratabilir. Amerikan yavru çürüklüğü hastalığı görülür görülmez ilaçla tedavinin yanı sıra “Transmasyon” (dayanıklı kolonilerin oluşturulması) uygulaması da yapılmalıdır.
Hastalık yeni başlamış ve hemen farkına varılmış ise, ilaçla tedavisi mümkün olabilmektedir. Bu durumda koloni, dezenfektan olarak kullanılan bazı kimyasal maddelerin yardımı ve ilaç olarak kullanılan bazı antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Ancak hastalığın ileri dönemlerinde ilaçla tedavinin yararı yoktur.
Arı hastalıkları için son yıllarda ilaç kullanımı önemli derecede yaygınlaşmıştır. Ancak ilaçların, özellikle, antibiyotiklerin gelişi güzel kullanılması beklenen başarıyı önemli ölçüde etkilemiştir. Zira bazı hastalık yapıcı mikroorganizma türlerinin yaygın ve bilinçsizce kullanılması ilaçlara karşı toleransın artışına yol açtığı gibi dirençli bakteri alttürlerinin de ortaya çıkışı kaçınılmaz olmuştur. Bu nedenle ilaç seçiminin özellikle antibiyotik seçiminin yapılmasında hastalık etkenlerinin antibiyotiklere karşı duyarlılık derecelerinin bilinmesinde büyük yarar vardır.
Amerikan Yavru Çürüklüğü (AYÇ) hastalığı ise diğer arı hastalıklarının aksine ileri dönemde Hastalığa sebep olan bakterilerin sporları antibiyotiklere dayanıklı olduğundan bu hastalık antibiyotikle tedavi edilemez!
Bazı arıcılarımız yasak olmasına rağmen arılarında antibiyotik kullanarak bu hastalığı tedavi etmeye çalışsalar da antibiyotiklerin sporlara etkilememesinden dolayı hastalık tekrar ortaya çıkar. Bu hastalık ihbarı mecburi hastalıklar arasındadır ve herhangi bir kimyasal ilaçla tedavisi yoktur. Hastalıktan korunmanın en iyi yolu koruyucu tedbirleri almaktır.
Hastalıktan en önemli korunma yöntemleri;
Hastalık taşıyan kovanlar kesinlikle nakledilmemelidir.
Zayıf kovanların birleştirilmesi ve yavrulu çerçeve takviyesi gibi işlemler kontrolden sonra yapılmalıdır.
Arıcılıkla ilgili bütün malzemeler temiz tutulmalı ve dezenfekte edilmelidir.
Etrafta petek ve bal artıkları bırakılmamalıdır.
Kovanlar kuvvetlendirilmeli, gerektiğinde vitaminli şurup ve kekle beslenmelidir. Böylece arının direnci arttırılarak hastalıktan en az miktarda etkilenmesini sağlanmalıdır.
Kaynağı bilinmeyen ballar oğullar ve koloniler arılığa sokulmamalı ve şaşırmalar önlenmelidir.
Eğer hastalık çok ilerlemişse kovan gövdesi hariç arılar çerçevelerle birlikte yakılmalıdır.
Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından bal arıları için bu amaçla ruhsatlandırılmış ve veteriner hekim reçetesi ile satılacak ilaçlar kullanılmak suretiyle ilaçlama yapılmalı ve ilaçlı mücadeleye başlamadan önce bir Veteriner Hekime kesinlikle danışılmalıdır!
YORUMLAR